Kral Fıkralar
  Nasrettin Hoca Fıkraları
 
 




 

Ağaç Yürümezse

Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: -
"Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?"
Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar:
- "Her halde öyle olmalı."
- "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca:
- "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına;
- "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır.
Akşehirliler:
- "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce
Hoca:
- "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.


Baklava

Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!


        

ALLAH BİLİYOR              
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış.Ev sahibinin gözü yerinden oynamış :  
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş.  
Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve : 
 
-Kimin içinin  sıyrıldığını Allah biliyor, demiş.



ALLAHIN RAHMETİ
              
Yağmurlu bir günde Nasrettin Hoca pencereden dışarı bakarken komşusunun koşa koşa yağmurdan kaçtığını görür pencereyi açar :  
-Hey Ahmet Efendi, birde hacı olacaksın rahmetten kaçılır mı?, der.  
Zavallı adam eli mahkum sırılsıklam olur. Ertesi gün hocanın komşusu hocayı yağmurdan kaçarken görür ve hocaya bir ders vermek ister :  
-Hoca Hoca dün bana diyordun bugün sen neden rahmetten kaçıyorsun, der.  
Hoca hiç durmadan yoluna devam eder ve komşusuna şöyle der :  
-Ben rahmetten kaçmıyorum sadece allahın rahmetine basmamak için çabalıyorum. 

Söyle BAri

Hoca ormana gitmiş.Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye.Aşağıdan geçen bir yolcu Hoca'ya seslenmiş:- Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi ? Şimdi düşeceksin.Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş.Az sonra dal kırılmış.Hoca, cumburlop düşmüş.Düştüğü yerden perişan seslenmiş:
-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.

Sıkarken
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiş.Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış.Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.



AKLIN VARSA GÖLE KOŞ  
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken :  
-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur.Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır.Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar.Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmağa başlar.Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :  
-Aklın varsa göle koş!





ATEŞ DÜŞTÜĞÜ ZAMAN         
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar  arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş.Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış.Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :  
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.   
Hoca hemen :  
-Boğazıma ateş düştüğü zaman, demiş. 





BENİM YERİME SENİ GÖTÜRÜR               
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış. 
-Hanim en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur. 
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim? 
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.
 



BEN UYUYORUM                                  
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış.Gece yarısı arkadaşı sormuş :  
-Hocam, uyudunuz mu?   
-Buyurun birşey mi var?   
-Biraz borç para isteyeyim demiştim.   
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp :  
-Ben uyuyorum! demiş.

 
  12055 ziyaretçi (19670 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol